1 Şubat 2010 Pazartesi

URFALI YÂR' E



Yandı Kocasinan aşkın elinden,
Neler çekti zalim bir yar dilinden,
Geçmedi geçmiyor Urfa gülünden,
Derinden bağlanmış Urfalı Yâr’e.

Meraklar içinde “Acep olur mu?”
“O’nu bencileyin seven gelir mi?”
“İçinde bir ukde, yara kalır mı?”
Pişmanlık düşer mi Urfalı Yâr’e?

İkimiz bir nefer olmaz mı idik?
Hakk yolda iki kul bulunmaz mıydık?
Dava arkadaşı ve Yâren idik,
Gitti, bu serzeniş Urfalı Yâr’ e.

Her şeyin güzeli hep onun olsun,
Ömrüne neş’eler, sevinçler dolsun,
Uzakta olsa da hep yüzü gülsün,
Güzellikler gitsin Urfalı Yâr’ e.

Ben sessiz, perişan, ben mahvolmuşum,
Ömrümce kederle gamla dolmuşum,
Sanma o olmadan bir gün gülmüşüm,
Yüreğim yanıktır Urfalı Yâr’ e.

Ne yapsam, ne etsem, kimlere gitsem?
Gönlümden acıyı çıkartıp atsam,
Unutmayan kalbi söküp fırlatsam,
Nasıl bağlanmışım Urfalı Yâr’ e.

Kocasinan yandı sevda elinden,
Adı’n düşürmüyor asla dilinden,
Gönülden bağlanmış ona gönülden,
Ne söylesem azdır Urfalı Yâr’ e,
Kül etti ömrümü, yok bana çare.

04.04.08 / KONYA / 09.43

KOCASİNAN

(İlk yayın Tarihi 04.04.2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.