2 Şubat 2010 Salı

2009 AYINTAP-URFA GEZİM-6







05 Ekim 2009 pazartesi günü uyanınca arabamıza binip yola düştük. Canım Urfam'ın çıkışındaki Eyüp Nebi Mahallesi'ne ulaştık. Burada Hazreti Eyüp Aleyhisselam'ın çile çektiği mağara, yıkandığı ve içtiği şifalı suların da kuyusu var. Urfa'ya her gelişte Eyüp Nebi'ye uğramadan olmaz, değil mi.

Bilmeyenleri aydınlatmak için yazayım, Akçakale yoluna doğru giderken Urfa'nın çıkışında Eyüp Nebi Mahallesi var; burada sabır kuyusu ve çile mağarası var Hazreti Eyüp'ün (AS). Viranşehir Yolu'nda ise Eyüp Nebi Köyü var. Orada da Hazreti Eyüp'ün kabri var. Ayrıca Hazreti Elyesa (As.), Hazreti Rahime Hatun (ra) (Eyüp Nebi'nin eşi), az aşağıdaki köyde de Hazreti Eyüp'ün iki oğlu medfun.

Ziyaretimizi gerçekleştirdikten ve şifalı sudan içtikten sonra hızlıca oradan ayrıldık. Çünkü gitmeden önce Konya'daki dost ve akrabalarımıza götürmek üzere su doldurmak için buraya tekrar gelecektik, biiznİllah.

Şanlıurfa-Harran-Akçakale Yolu'nda ilerlerken rast gelen bir fırından tırnaklı ekmeklerimizi aldık ve yol kenarında gördüğümüz ufak bir parkta kahvaltı için durakladık. Bizimkiler çay tiryakisi oldukları için çayımız yol boyu hazır zaten termoslarda. Kahvaltılıklarımızı da çıkarınca muhteşem soframız hazır oldu. Söğürülmüş isot olmadan olmaz tabi :)

Kahvaltının ardından tekrar yola koyulduk ve Şanlıurfa-Akçakale Yolu üzeri Uğraklı Köyü'nde bulunan Aygün Market'e vardık. Geçen yıl "2008 Urfa Hatıralarım-2" başlıklı yazımda bahsetmiştim size onlardan. http://urfa63tutkunu.blogcu.com/2008-urfa-hatiralarim-2/4591497

Bu güzel aileyle tanışmamıza vesile olan oğulları Hüseyin'i bu yıl göremedik, hafızlık eğitimi için şehir dışına gitmiş çünkü. Babam yine İmam amca'yla bakkalda oturdu. Biz de Hüseyin'in annesi Sâra Teyze, babaannesi, kız kardeşleri ve ablası Zehra ile evde. Maksadımız bir selam verip uğramak ve akşam dönüşte müsaitlerse çay içmeye gelmek istediğimizi söylemekti. Ama olmadı tabi :) Önce Sevgili Zehra'nın elinden güzel bir çay içtik, sonra da öğlen yemeği için alıkonulduk :)

Bu arada evin çatısına çıkıp isotun yapılışını gördüm ilk kez. Biber salçası yapımı, çatıdan Uğraklı Köyü manzarası, dalında taze isotlar derken; yemek vakti geldi.

Yemekten sonra Urfalı dostlarımızla vedalaşıp Harran'a doğru yol aldık. Ancak akşam dönüşte çaya gelmemiz için o kadar ısrar ettiler ki, sonunda mecbur söz verdik :) İlk durak hiç değişmez; Ebul Vefa Şeyh Hayat bin Kays El-Harrani (Hayat El Harrani) Hazretleri. Ziyaretin ardından Harran'da bu yıl bulunmuş olan Hazreti Yakup kuyusuna gittik. Sonra kümbet evler, Ulu Cami, Harran Üniversitesi, Harranlı çocuklarla sohbet derken Haliloğlu Harran Evi ve Ali Kızıl Harran Evi'ne gittik. Halam ilk kez gördüğü Harran kümbet evlerine ve içerisindeki eşyalara hayran kaldı. Anlatışımın iki cümleye sığdığına bakmayın, Harran'dan çıkışımız bir kaç saati buldu:)

Harran merkeze yakın bir köydeki İmam Bakır Hz. Türbesini de ziyaret ettikten sonra Akçakale'ye gittik. Neden bilmem, bu ilçeyi çok seviyorum. Belki de ilk geldiğimizde yaşadığımız güzel anılardandır. Orada gezecek hiç bir yer olmadığını bilsek de, sadece havasını solumak ve sınırdan Suriye'ye bakmak için gittik Akçakale'ye. Akçakale, Güzel Urfam' ın güzel ilçesi...

Yeterince seyredip doyamadıktan sonra yola koyulup Aygün ailesine vardık tekrar, ne de olsa söz vermiştik. Çay diye sözleştiğimiz halde hemen yemek koymak istediler ama o kadar toktuk ki zorla geri çevirdik. Ne kadar içten, ne kadar candan insanlar Ya Rabbi... MaşaAllah.

Güzel bir çay faslından sonra vedalaşıp merkeze doğru yola koyulduk. Yolda giderken sağ kolda kalan ve benim merakla gezmek istediğim Toru Toys'a uğradık (Sene içi Şanlıurfa Radyo Mega'yı internetten dinlerken sürekli reklamı çıkıyor). Yeğenim Hamza paşama ve halamın torunu Ege'ye oyuncaklar aldıktan sonra merkeze geldik. Değişmez künefecimiz Gümrükhanı'ndaki Hacı Abdurrahmanoğulları'na gidip (gecenin o saatinde nasıl yenir demeyin) o nefisss künefeyi yedik. Allah (c.c.) tekrarını nasip etsin hayırlısıyla :)

Saat ilerlemiş, olsun. Urfam'da geçirdiğim her dakikayı değerlendirmeliyim. Birazcık az uyusam ne olur ki... Abide İş Merkezi ve Abide AVM'ye gittik. Orayı da gezdikten sonra babamla halamın vücut dirençlerini fazla zorlamamak için otele dönmeyi kabul ettim :)

Sığmayan resimleri bir başka yazıda eklerim inşaAllah. Yeni bir yazıda buluşmak ümidiyle. Umut hep vâr olsun.

(İlk yayın Tarihi 15.12.2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.