1 Şubat 2010 Pazartesi

2008 URFA HATIRALARIM-8 (SON)

Ertesi gün güzel bir cumartesi sabahıydı. Mis gibi bir Urfa kahvaltısının ardından soluğu Anzılha'da aldık. Allah'ım, ne güzel yaratmışsın şu Urfam'ı. Ne izlemeye doyabildim, ne gezmeye, ne de koklamaya. Bütün gün canımın çektiği gibi gezip vakit geçirdikten sonra akşam yemeği için davetli olduğumuz tanıdığımızın (Bahattin Ağabey ve ailesinin) evine gittik. Menüde mercimek çorbası, salata, envai çeşit otlar, Urfa tepsi kebabı, olmazsa olmaz çiğköfte ve ayran vardı; unuttuğum bişey yoksa tabi. Yemeğin ardından sohbete daldık. Halepli Bahçe'de bulunan mozaiklerden ve Göbekli Tepe'den bahsettik. Urfa Tutkunu bir Urfalı bulursa sohbet konusu Urfasından başka ne ola ki:) Vakit ilerlerken zil çaldı ve benim şaşkın bakışlarım arasında künefe geldi. Hakikaten hiç tahmin etmemiştim bunu. Bizim için çarşıdan bir tepsi künefe siparişi vermişler. Ne değişik insanlar, ellerinde ne var ne yoksa misafirin önüne seriyorlar. Allah onlardan razı olsun. Gecenin sonunda, nasipse öbür yıla tekrar görüşmek duasıyla ayrıldık.
Ertesi gün niyetimiz sabah Urfam havasını ciğerlerimize dolu dolu çektikten sonra öğlene doğru yola çıkmaktı. Ancak öyle olmadı. Urfa'daki diğer tanıdığımız arayıp akşam yemeğini yemeden bırakmayacağını söyledi. Yemek için bu defa onlara değil, kayınvalidesinin evine davetliydik. Borani olacakmış yemekte bizim için :) Öyle içten çağırdılar ki reddedemedik. "Akşam değil de ikindin gibi yeyip yola erken çıkalım" dedik, olmaz dediler. Yetişmezmiş. Bilmiyordum ki nasıl bir şey olduğunu. Yapması çok zahmetliymiş. Hatta Urfalılar "Biz borani yapana kadar millet aya çıkar" derlermiş. Hal böyle olunca gün boyu gezdik. Öğlen yemeği için her zamanki gibi Kadir Usta'ya gittik. Yemekleri gerçekten çok leziz. İki yıldır yemeklerimizi sürekli onda yiyoruz. Tatlı sohbeti de cabası. Kadir Usta şimdilerde tv'deki "Yemekteyiz" yarışmasında çıkıyor. İzleyenler görmüşlerdir oradan. Akşam borani yemeye gittik. Ve gördük ki beklediğimize değdi. İlk defa yediğimiz boraniyi çok beğendim. Ayşe Teyze'nin evindeki güzel misafirliğimiz bitince ev halkıyla vedalaşıp yola düştük. İşte en kötü an, en yazmak istemediğim satırlar:( Sürme Gözlüm canım Urfam'dan ayrılık vakti... Ne denir ki artık; lafım boğazımda, yaşım gözümde düğümlendi...

(İlk yayın Tarihi 07.05.2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.